Her şey bir kış sabahı başladı. Soğuk rüzgâr İstanbul’un dar sokaklarını döverken, Mehmet arabasının ön camını buğudan arındırmaya çalışıyordu. Yanında oturan Elif ise ellerini kahvesine sarmış, bir yandan dışarıyı izliyor, bir yandan da aklından geçenleri toparlamaya çalışıyordu. İkisi de aynı sorunun etrafında dolaşıyordu ama farklı kelimelerle: “Arabaya neden kasko yapılmaz?”
Bir kararın hikâyesi: Kasko yaptırmamanın görünmeyen nedenleri
Mehmet için mesele gayet basitti: Stratejik düşünür, artılarını eksilerini yazar, riskleri hesap ederdi. “Yılda 15 bin TL prim ödeyeceğim,” dedi Elif’e, “Ama arabamın değeri 150 bin TL. Üç yıl kaza yapmazsam, boşa giden 45 bin TL… Mantıklı mı bu?”
Elif onun kadar teknik düşünmüyordu. O, arabalarını yalnızca dört tekerlekli bir araç olarak değil, birlikte yaşadıkları anıların taşıyıcısı olarak görüyordu. “Ama ya biri çarparsa? Ya biri çalıp giderse?” dedi sessizce. “O zaman para değil, huzurum gider.”
Bu iki bakış açısı, aslında aynı sorunun etrafında dönen binlerce insanın düşüncesini temsil ediyordu. Kasko yaptırmamanın nedenleri, yalnızca “para meselesi” değil, hayatın öncelikleriyle ilgili bir tercihti.
1. Ekonomik gerçekler: Herkesin cebinde aynı imkan yok
Mehmet’in hesabı kuru bir matematikten ibaret değildi; artan sigorta fiyatlarıyla cebindeki yükü gerçek anlamda hissediyordu. Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre son beş yılda kasko primleri ortalama %180 artmıştı.
Düşük gelirli bir sürücü için bu, aylık bütçede büyük bir delik anlamına geliyordu.
“Her ay faturaları zar zor ödüyorum. Bir de kasko eklenirse arabayı satmam gerekir,” diyordu Mehmet gibi binlercesi.
Ama Elif’in gözünden tablo farklıydı. “Belki de o para boşa gitmiyor,” diye düşündü. “Belki de kasko bir güvenlik yastığıdır. Belki de o parayı huzura yatırıyorsun.”
2. ‘Bana bir şey olmaz’ yanılgısı: İnsan psikolojisinin tuzağı
İnsan zihni riskleri küçümsemeye meyillidir. Mehmet de bu tuzağa düşenlerden biriydi. “10 yıldır direksiyon başındayım, tek çizik bile yok,” diyordu gururla. “Niye şimdi korkayım ki?”
Oysa gerçekler farklıydı: Türkiye’de her yıl ortalama 450 bin trafik kazası oluyor ve bu kazaların %65’i tek taraflı. Yani “ben dikkatliyim” demek, riski ortadan kaldırmıyor.
Elif bu istatistikleri duyunca sadece başını salladı. “Kimse kaza yapacağını düşünmez zaten,” dedi. “Ama hayat, insanın hesap etmediği yerden çarpar.”
3. Aracın yaşı ve değeri: Stratejik karar noktası
Bazı sürücüler için kasko yaptırmamak, tamamen mantıklı bir karardı. Örneğin Mehmet’in arabası sekiz yaşındaydı ve piyasa değeri düşüktü.
“Arabanın değeri 120 bin TL. Senede 12 bin TL kasko ödersem on yılda neredeyse arabanın parasını veririm,” diyordu.
Bu bakış açısı da gerçekçiydi: Araç değeri düşükse ve hasar bedeli yüksek çıkmayacaksa, kasko masrafı gerçekten anlamsızlaşabiliyordu.
Elif yine de rahatlayamadı. “Ama arabayı tamir ettirmek zorunda kalsak, yine cebimizden çıkacak,” diye düşündü. “Bazen akıl ve huzur farklı yönlere bakar.”
4. Güven meselesi: Sigorta şirketlerine duyulan şüphe
Kasko yaptırmayanların bir kısmıysa tamamen başka bir sebeple bu kararı veriyor: Güvensizlik.
“Arkadaşımın arabası çalındı, sigorta aylarca oyaladı,” dedi Mehmet. “Bir sürü evrak, bir sürü bahane…”
Sigorta sektöründe şeffaflık eksikliği, tüketici haklarına dair belirsizlikler ve karmaşık sözleşmeler, bazı sürücülerde “nasıl olsa ödemezler” hissi yaratıyor. Bu da “kasko yaptırmama” kararını güçlendiriyor.
Elif buna da hak verdi ama ekledi: “Ama güvenin yolu tamamen vazgeçmek değil ki. Doğru şirketi seçmek, detayları okumak da bir çözüm.”
Sonuç: Kasko yaptırmamak bir tercih, ama aynı zamanda bir risk
Mehmet ve Elif o sabah kahvelerini bitirip arabaya bindiklerinde karar hâlâ verilmemişti. Ama ikisi de bir şeyin farkındaydı: Kasko yaptırmamak yalnızca bir sigorta tercihi değil, hayatla kurulan ilişkinin bir yansımasıydı.
Kimi için rasyonel bir strateji, kimi için huzuru riske atmamak demekti. Bazen bütçeyle ilgiliydi, bazen psikolojiyle, bazen de hayata bakış açısıyla…
Şimdi söz sende
– Sen olsan Mehmet gibi hesap kitap mı yapardın, yoksa Elif gibi huzuru mu seçerdin?
– Sence kasko gerçekten lüks mü, yoksa bir zorunluluk mu?
– En önemlisi: Arabana kasko yaptırmamak seni özgürleştirir mi, yoksa tedirgin eder mi?
Yorumlarda hikâyeni paylaş, çünkü bu karar sadece bir sigorta meselesi değil; hepimizin hayatla kurduğu bağın küçük bir yansıması.