Günahta Israr Eden Kişiye Ne Denir?
İnsanlığın etik ve dinî hayatında “günah” kavramı sıklıkla karşımıza çıkar. Ancak bir insanın günah işlemeye kararlı olması, yani “günahta ısrar etmesi” durumu farklı bir boyut kazandırır. Peki, bu duruma nasıl yaklaşmalıyız? Günahta ısrar eden kişiye ne denir? Tarihsel arkadan günümüze akademik tartışmalara kadar giderken, kavramı etkili ve anlaşılır şekilde ele alacağız.
Tarihsel Arka Plan
Eski Yahudi‑Hristiyan geleneğinde, özellikle Eski Ahit’te, peş peşe işlenen günah ve kötülük tanrıya karşı bir asilayış olarak görülmüştür. Örneğin, “ısrarla günahkâr” durumlar yaklaşık olarak “rebellion” ve “peshaʿ” (kasıtlı isyan) terimleriyle iletilmiştir. [1]
Yeni Ahit’te ise Paul’un “yapmak istediğimi yapmıyor, yapmak istemediğimi yapıyorum” (Rom 7:19) ifadesi, alışkanlık hâline gelmiş günahkârlığın içsel çatışmasını vurgular. [2]
Ortaçağ Hristiyan teolojisinde, özellikle Katolik geleneğinde, günahların ağırlığı ve tekrarı, tövbe gerektiren bir durum olarak görülmüştür. Bu bağlamda “ölümcül günah” (mortal sin) ve “hafif günah” (venial sin) ayrımı yapılmış [3].
Dolayısıyla “günahta ısrar” kavramı yalnızca tek bir günah eylemi anlamına gelmez; bilinçli, tekrar eden ve değişime açık olmayan bir tutumu da içerir.
Günahta Israrın Tanımı ve İsimlendirilmesi
Günah işlemek her inanç sistemi içinde önemli bir kategoridir. Ancak “ısrar” boyutu, yani kişinin günah işlemeyi bilinçli olarak sürdürmesi, farklı bir hal alır. Hristiyan teolojisinde “persistent sin” (ısrarcı günah) kavramı sıkça kullanılır. [4]
Türkçede bu durumu ifade etmek için doğrudan tek bir “resmî” terim olmayabilir, ancak şöyle ifadeler yaygındır:
– “ısrarcı günahkâr”
– “günaha batmış kişi”
– “tekrar eden sapkın davranış sahibi”
Bu bağlamda, günahta ısrar eden kişi “bilinçli bir şekilde günahı terk etmeyen, değişim göstermeyen, hatasını kabul etmeyen” biri olarak tanımlanabilir.
Akademik olarak ise “habitual sin” (alışkanlık haline gelen günah) veya “repetitive sin” terimleri kullanılır. [4]
Bu kavrama göre kişinin yalnızca günah işlemesi değil, günah halini değiştirmeye yönelik irade göstermemesi, tövbe etmeme eğilimi ve farkındalık düzeyine rağmen devam etmesi esas kriterdir.
Günümüzde Akademik Tartışmalar
Günümüzde teoloji, etik ve psikoloji alanlarında “günahta ısrar” konusu farklı açılardan incelenmektedir:
– Teolojik açıdan: Bir kişi sürekli günah işliyor ve değişmiyorsa, hâlâ imanlı sayılabilir mi? Bu, kurtuluş‑güvenliği bağlamında önemli bir sorudur. Çünkü bazı geleneklerde “true believer” yani gerçek iman eden kişi, günah üzerinde hâkim olmalı diye görüş vardır. [5]
– Etik ve psikolojik açıdan: Günah alışkanlık hâline geldiğinde bir tür bağımlılık ya da yaşam tarzı olabilir. Bu durumda kişi çevresel, toplumsal, psikolojik etkenlerle hem mücadelesi zor bir pozisyona geçer.
– Sosyal ve pastoral açıdan: Toplum içinde “günahta ısrar eden” kişi yalnızca bireysel bir mesele değil, sosyal bir etkiye sahiptir. Bu durum teşhir, dışlanma, yardım gereksinimi gibi sonuçlara yol açar.
Akademik literatürde “persistent sin” kavramı hem bireyin dönüşüm imkânı hem de toplumsal sorumluluğu açısından ele alınır. [6]
Özellikle Katolik ve Reform geleneğinde, günahın yalnızca davranış değil “kurumlaşmış günah” biçiminde de olabileceği, bunda toplumsal yapılar ve güç ilişkilerinin de rol oynayabileceği tartışılmaktadır. Ayrıca, günahın alışkanlık haline gelmesi durumunda psikoterapötik ve ruhsal yardım modellerinin gerekli olduğuna dair çalışmalar artmaktadır.
Pratik İşaretler ve Öneriler
Günahta ısrar haliyle karşılaşıldığında şu işaretler görülebilir:
– Kişi işlediği yanlış eylemi biliyor ancak değişmek için adım atmıyor.
– Tövbe etmek, kendini düzeltmek gibi niyetleri sürekli erteleniyor.
– Günah eylemi bir alışkanlık, gündelik davranış biçimi hâline gelmiş durumda.
– Bu hal kişinin ruhsal, toplumsal ya da etik yaşamını olumsuz etkiliyor.
Bu durumda önerilebilecek yaklaşımlar şunlardır:
– Öz farkındalığın artırılması: Kişi hangi davranışın günah olduğunu, neden tekrar ettiğini anlayabilmeli.
– Toplumsal/ruhî destek arayışı: Dinî lider, psikolog ya da güvenilir bir çevre desteği fayda sağlar.
– Değişim için irade ve plan oluşturma: Tekrarın önüne geçmek için somut adımlar önemlidir.
– Bağışlanma ve merhamet perspektifi: Değişim mümkün olduğuna dair umut, günahta ısrar eden kişi için motive edicidir.
Sonuç
Özetle, günahta ısrar eden kişi, yalnızca bir günah işleyeni tanımlamaz; bilinçli olarak değişmeden devam eden, alışkanlık haline gelmiş günahkârlığın içinde bulunan kişiyi belirtir. Tarihsel olarak Hristiyan düşüncede önemli bir yer edinmiş bu kavram, günümüzde hem teolojik hem de psikososyal açıdan yeniden değerlendirilmektedir. Bu nedenle, bu tür bir kişi için “ısrarcı günahkâr”, “alışkanlık haline gelmiş günahın sahibi” gibi ifadeler kullanılabilir. Değişim ve dönüşüm olanağı her zaman vardır; önemli olan farkındalık, destek arayışı ve bilinçli adımlar atmaktır.
—
Sources:
[1]: “What the Bible says about Persistent Sin”
[2]: “How Can I Overcome Persistent Sin? – bgodinspired.com”
[3]: “Mortal sin”
[4]: “The concept of Persistence in sin in Christianity”
[5]: “Can Christians persist in sinning? – Bible Hub”
[6]: “The Path to Repentance: Overcoming Persistent Sins in the … – Allpastors”